14 Ekim 2012 Pazar

Hayatin anlami

İyi pazalar...
Butun bir haftanin yorgunlugunun ardindan, cumartesi gunu de calismis biri olarak artik pazar gunu biraz dinlenelim degil mi?
Tabii ki hayir, mumkun mu?
Sabah yine erken kalkildi, dooogru oglum piyano, ben de gitar dersine... Dersin ardindan gel ve ancak oglen saatinde kahvalti yap ve ardindan yine telas icerisinde oglunun arkadasinin dogum gunune yetismek icin hazirlan...
Simdi esim ve oglumu biraktim ve Atasehir Sturbucks'ta bir kahve esliginde bu satirlari yaziyorum.
Butun bunlar bir serzenis mi? Asla. Ben boyle mutluyum. Yasadigimi bu sekilde hissediyorum. Asla haftasonlari evde yatan  bir insan olmadim. Mutlaka disari cikmali, hayatima aksiyonlar katmali ve yasadigimi hissetmeliyim. Benim icin hayat; is ve ev arasinda bir dogrudan ibaret olmamali. Bir de bunlarin icerisine ailemi katabiliyorsam ne mutlu bana...
İste hayatin anlami.
Herkese nefesinin kesildigi, adrenalinli gunler dilerim. İyi anlamda tabii...:))


11 Ekim 2012 Perşembe

Akıllı telefonlar ve ücretsiz mesajlaşma

Merhaba,

İlk cep telefonumu sanırım 1995 yılında almıştım... Netaş marka kocaman bir telefona dünyanın parasını ödemiştim. Sadece görüşme yapabilen bu telefonda ne SMS ne de kamera vardı.

On onbeş yıl içerisinde geline nokta baş döndürücü... Benim gibi teknolojiyi seven kişiler için bu çok güzel bir gelişme ancak buna rağmen hepimizin bazen isyan ettiği anlar da yok değil.

Akıllı telefonların gelmesiyle birlikte mobil telefon (artık telefon kelimesi ne kadar doğru tanımlıyor? o da tartışılır) kullanımı da çok daha keyifli hale geldi.

Özellikle gençlerin SMS atma eğilim çok fazla. Bunun için de ücretsiz programlar var. Bu durum doğal olarak servis sağlayıcıların pek hoşuna gitmiyor.

Bu konuyla ilgili Hürriyet Teknolojinin bi makalesini aşağıda sizlerle paylaşmak istedim.


Akıllı telefonlarla kullanılabilen ücretsiz mesaj uygulamaları telekom şirketlerine pahalıya mal oldu. Bu sene sonu itibariyle telekom şirketlerinin kısa mesaj servisi(sms) kazançlarının dünya çapında 23 milyar dolar azalması bekleniyor.

Teknolojideki gelişlmeleri araştıran Ovum şirketine göre akıllı telefonlarla kullanılabilen WhatsApp gibi uygulamaların popülerliğinin giderek artmasıyla bu miktarın 2016 sonunda 54 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor.
Şirketin hazırladığı rapora göre akıllı telefonlara olan talebin gitgide büyümesi ve bedava mesaj uygulamalarının artması nedeniyle SMS’e olan talep de gitgide azalacak.
Ovum, bu koşullarda telekom şirketlerinin durumu kabullenmesi ve farklı bir taktik uygulaması gerektiğini belirtiyor.
Ovum, 2009 yılında telekom şirketlerinin konuşma dışı kazançlarının toplam kazançlarının yüzde 57’sini oluşturduğunu belirtirken bu oranın 2012’de yüzde 47’ye düştüğünü vurguladı.

29 Eylül 2012 Cumartesi

Baktım ki çook uzun zamadır yazmıyorum, en azından birşeyler karalamak istedim...

Blogumun adı "Yaşama Dair" ancak dünyada yaşanan olaylara bakınca bunu anlamlı kılmak daha bir zorlaşıyor ve aslında aynı zamanda da kıymetleniyor.

Savaşlar, ölümler, işkenceler, insan hakları ihlalleri, açlık, sefalet ve daha bir sürü şey... Tüm bunların yanında diğer taraftan yaşam da devam ediyor. Bence bizlere düşen; yaşanan tüm bu olaylara tabii ki üzülmek ancak daha da önemlisi yaşamak... Yaşamak ve çözüm üretmek, duyarsız kalmamak. Düşündüğünü özgürce ifade etmek, nefes aldığımız her anın tadını çıkartırken diğer taraftan bunu paylaşılabilir kılmak...

Umarım herkes, yaşamanın sadece nefes almak olmadığını anlar ve yaşamı kendisi ve tüm dünya için anlamlı kılmaya çalışır.

18 Mart 2012 Pazar

18 Mart...


Bugün 18 Mart... 1915'te sözün bittiği tarih...

Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara savaşlarıdır. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak boğazların kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olacak, iki tarafın da çok ağır kayıplar vermesiyle İtilaf Devletleri geri çekileceklerdir.
Çanakkale Savaşları, ilgili bütün ulusları derinden etkilemiştir. Avustralya ve Yeni Zelanda'da Anzak Günü adıyla her yıl düzenli bir seramoni tekrarlanır. Ayrıca Avustralyalı ve Yeni Zelandalılar o gün toplanarak Gelibolu Yarımadası'ndaki Anzakların (ANZAC: Australian and New Zeland Army Corps) çıkartma yaptıkları Anzak Koyu'na gelerek atalarının savaştıkları bu yeri ziyaret ederler.
Bu savaşlarda İtilaf subaylarının bile takdirini toplayarak yıldızı parlayan Mustafa Kemal, 8 yıl sonra Türk Kurtuluş Savaşı'nda milletine önderlik edecek, savaş sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olacaktır.

7 Mart 2012 Çarşamba

Kadınlar Günü

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünya emekçi kadınlarının kutladığı uluslararası bir gündür. Türkiye'deki sosyalist çevreler bu günü "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" adıyla kutlama taraftarıdırlar.

08 Mart  1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır[1].

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü [değiştir]

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.

Vikipedi

3 Mart 2012 Cumartesi

Cep telefonlarında öne çıkan yeni özellikler

Cep telefonları hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Cep telefonunun olmadığı zamanlar artık o kadar uzak geliyor ki...

İlk telefonumu sanırım 1995 yılında almıştım. Markası Netaş'tı ve takozdan halliceydi. Arama yapmaktan başka bir iş de yapmıyordu. Bu gün gelinen nokta (şu an için) muhteşem.

Peki telefonlarda ön plana çıkan yeni özellikler neler?

Hürriyet Teknoloji bunları bizler için ön plana çıkarmış...

LG, HTC gibi büyük cep üreticileri, Mobil Dünya Kongresi'nde (MWC) dört çekirdekli, dev ekranlı cepleriyle teknolojilerini sergiliyorlar. Peki bu seneki Mobil Dünya Kongresi'nin en çok dikkat çeken cep özellikleri hangileri? İşte bunlardan 5 tanesi.

Dört çekirdekli işlemciler: 2012'de uç nokta Android'lerde boy göstermek isteyenler için dört çekirdek, kaçınılmaz gibi görünüyor. Barcelona'daki etkinlikte LG, Optimus 4X HD ile ortaya çıkarken HTC, One X'i tanıttı. ZTE ise Era adlı cebini gösterdi. Tüm bu cepler dört çekirdekli Tegra 3 işlemcisini kullanıyor. Huawei ise Ascend D Quad ve Ascend D Quad XL'de kendi üretimi olan dört çekirdekli K3V2'yi kullanıyor.

Kocaman ve yüksek çözünürlüklü ekranlar: Bol bol çekirdek yanında muazzam bir ekran da olmazsa olmazlardan. LG Optimus 4X HD ve HTC One X 4.7 inç'lik ekranla geliyorlar ve 1280x720 çözünürlük sunabiliyorlar. Huawei Ascend D Quad ve Ascend D Quad XL ise, 4.5 inç'lik ekranıyla daha küçük olmasına rağmen aynı çözünürlüğü sunabiliyor.

NFC: Yakın Alan İletişimi'nin (NFC) yaygın hale gelebilmesi, onu destekleyen telefon sayısının artmasına bağlı. Bu ise yavaş yavaş gerçekleşiyor gibi görünüyor. MWC'de yeni ceplerini tanıtan Huawei, Acer, Nokia, Samsung, ZTE ve Orange gibi üreticilerin tümü, NFC çipine sahip ceplerini duyurdular.

LTE: NFC gibi LTE özellikli cepler de giderek yaygınlaşıyor.
ABD'de vazgeçilmez bir bağlantı türü olan LTE, Avrupa'da çok fazla kullanılmıyor. ZTE ve LG, LTE özellikli cepleri tanıttılar ve onlardan ümitleri büyük. Bununla birlikte LTE, Nvidia Tegra 3'de desteklenmiyor. Bu nedenle HTC One X'in ABD sürümü çift çekirdekli olacak. Ancak Nvidia, bunu değiştirmek üzere GCT Semiconductor ve Renesas Mobile ile yaptığı ortaklıkları duyurdu bile.

Ucuz akıllı cepler: En çok ilgili çeken cepler, şüphesiz en pahalı cepler. Ancak bu ceplere para yetiremeyenlerin gönlünü almak için büyük bir savaş da var. Nokia, MWC'de 254 dolar'a (yurtdışı) satılacak olan Lumia 610'u tanıtırken ZTE Orbit de Windows Phone için hesaplı bir alternatif olacak. Intel de 1GHz'lik Z2000 işlemcisi ile hesaplı cep piyasasına girmek istiyor. Bu işlemciye sahip cepler, 2013'ün başından itibaren hazır olacak.

2 Mart 2012 Cuma

Dönüşüm

Toplumlar belli kurallarla yönetilir. Bunların bazıları yazılı, bazıları da yazısızdır...
Toplum, genellikle kendisi gibi düşünülmesini ve davranılmasını bekler. Aykırı düşünce ve davranışlar yani bir nevi muhalefet, fazla istenmez. Aykırı düşünenler toplumdan bir şekilde dışlanır. Bu iyi birşey mi? İki kişinin olduğu yerde tek bir fikir varsa o zaman ikinci kişiye ne gerek var? diyebiliriz ancak toplumlarda her zaman bu kural işlemiyor.

Bu konunun işlendiği en güzel kitaplardan birisi Franz Kafka'nın "Dönüşüm" adlı öyküsüdür.

Kafka 1915 yılında yayınlanan bu öyküsünde toplumun dayattığı, işlevini çoktan yitirmiş kalıplara baş kaldıran bireyin içine düştüğü durumu, yabancılaşmayı, başkalaşmayı çarpıcı ve muhteşem bir dille anlatıyor...

Öykünün kahramanı Gregor Samsa'nın bir sabah uyandığında böceğe dönüşmesi, bireyin eleştirmeyen, yalnızca boyun eğen bir yapıdan çıkması anlamını taşır. Tabii ki toplumdan başkalaşan böcek, dışlanacatır...

Okumayanlara şiddetle tavsiye edilir.

29 Şubat 2012 Çarşamba

Gelecek 100 Yıl

Son zamanlarda Stratfor ve kurucusu George Friedman ismini daha fazla duyar olduk...

Friedman'ın geçen sene okuduğum "Gelecek 100 Yıl" isimli kitabından bahsetmenin tam zamanı diye düşünüyorum.

Friedman, çok gerçekçi görünen bazı saptamalara göre 21. yüzyıl için öngörülerde bulunduğu bu kitabında  şu başlıkları ön plana çıkarmış;



  • Türkiye, Meksika ve Polonya yeni büyük güçler olarak öne çıkacak.
  • Amerika ve Radikal İslamcılar Savaşı bitecek ve yerini Rusya ile yeni ve şiddetli bir Soğuk Savaş dönemi alacak
  • Çin, kapsamlı ve geniş bir iç kriz yaşayacak
  • Yüzyılın ortalarına doğruAmarika ile Doğu Avrupa, Avrasya ve Uzak Doğu'dan beklenmeyen bir koalisyon arasında yeni bir savaş patlayacak; fakat ordular daha küçük ve savaşlar daha az ölümcül olacak.
  • Teknoloji, hem temel askeri kullanımlar hem de radikal çevresel değişimlere yol açacak yeni enerji kaynakları için uzaya odaklanacak.
  • ABD, yüzyılın ikinci yarısında altın çağını yaşayacak.
Tüm bu başlıkların ve daha fazlasının detayını George Friedman'ın "Gelecek 100 Yıl" isimli kitabında bulabilirsiniz.

27 Şubat 2012 Pazartesi

Faydalı Applicationlar

Güzel bir hafta sonunun ardından yeni bir haftaya daha başladık... Hafta sonları mümkün olduğunca dışarı çıkmayı seven biri olarak fırsat yaratarak kitap ve filmlere de ciddi zaman ayırmaya çalışıyorum.

Bugün sizlerle birkaç faydalı iPad application paylaşmak istiyorum.
 1. mSecure - Bu App., bir şifre belirleyerek kişisel bilgilerinizi saklayabildiğiniz bir program... Sigorta no, internet şifresi, TC kimlik no vb.

2. Flipboard - Facebook, Twitter, News, Tech vb uygulamalara bir arada ulaşabildiğiniz güzel bir Application...

3. Film Seyret - 0,99 $'a alacağınız bu programda HD kailtesinde kesintisiz izleyebileceğiniz filmler var. Oldukça akıcı ve güzel. (Hugo'yu burada izledim)

4. Sanal-Kitap HD - Basit bir üyelikle birçok kitaba ücretsiz erişebildiğiniz bir program.

5. AVPlayerHD - Sevdiğiniz filmleri hangi formatta olursa olsun iPad'inize yükleyin ve seyahatlerinizde sorunsuzca izleyin.

Bu günlük de bu kadar...

25 Şubat 2012 Cumartesi

Bir cumartesi sabahı teknolojisi

Uyumayı hiç sevemedim. Bana göre uyku; hayatta boşa geçirilen bir zaman... Yıllar boyu iş hayatı nedeniyle erken kalkmak bu nedenle bana hiç zor gelmedi ancak ne hikmetse insan hafta sonları en azından 08:00'e kadar uyumak istiyor ama nerde...
Doğal olarak bu sabah da erken kalkıldı :((

Çok sevdiğim Apple ürünlerinden biri olan iPad'de gazetelere bakarken bilgisayar ve internet için birkaç faydalı program öğrendim. Birçok kişi belki biliyordur ancak benim için yeniydi... Aşağıda aktaracağım bu programları ben hemen uygulamaya geçirdim.

1. http://www.zonealarm.com/ Bu program bilgisayara dışarıdan yapılabilecek saldırıları önlüyor. Ücretsiz ve kolay kuruluyor.

2. http://www.ccleaner.com/ Bu program ise bilgisayarınızdaki gereksiz ögeleri temizleyip, işlevsel hale getiriyor ve böylece bilgisayarın daha hızlı ve verimli çalışmasını sağlıyor.

3. www.videolan.org/vlc Videoları açarken çoğu zaman codec sorunlarıyla karşılaşırız. İşte bu program onun çözümü için...

4. auslogic internet optimizer: İnternetinizi daha hızlı hale getirmek istiyorsanız bu programı kurabilirsiniz.

Umarım faydalı olur.

24 Şubat 2012 Cuma

Eğitim Şart


Eğitim sistemimizin daha bir hararetle tartışıldığı şu günlerde çok sevdiğim bir yazar olan Hıfzı Topuz'un "Tavcan" isimli kitabının tam zamanı diye düşünüyıorum.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun ardından yaşanan çağdaşlaşma projeleri içerisinde eğitim adına yapılanları çok güzel bir dille anlatıyor...
Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylü milletin efendisidir" sözünün hakkını verecek şekilde aydınlanma ve çağdaşlaşmanın toplumun her kesiminin özellikle de nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan köylülerin eğitiminden geçtiğinin anlaşıldığı yılları anlatıyor.

İsmail Hakkı Tonguç ve Milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel liderliğinde açılan Köy Enstitüleri, köylerden seçilmiş çocukların her alanda eğitildikten sonra köylerine dönüp öğretmenlik yapmasını hedeflemiştir. Bu sayede hem eğitim seviyesi artacak hem de doğuda ve köylerde görev yapacak öğretmen bulma sıkıntısı da ortadan kalkacaktı...

Bence çok güzel bir sistem, ne yazık ki yok olup gitmiştir.

23 Şubat 2012 Perşembe

Eğitim

Bir baba olarak eğitim sistemimiz, tüm aileler gibi beni de yakından ilgilendiriyor.
Sorunlar okul öncesinde "Hangi okulun seçileceği" sorusuyla başlıyor. Devlet okulu mu? Özel okul mu?
Devlet okullarının durumu ortada... 50-60 kişilik sınıflar, düşük güvenlik vb.
Özel okullar ise çok pahalı. İstanbul'da bir özel okulun yıllık maliyeti 25-30 bin TL.
Sorunlar bu kadar da değil. Ezbere dayalı eğitim sistemi, her yıl yeni baştan düzenlenen müfredat, sınav sistemleri, öğretmenlerin yetersizliği, aileleri yeni araryışlara yani özel ders ve dershanelere yönlendiriyor.
Tüm bunlar azmış gibi bir de şu anda 4+4+4 sistemi tartışılıyor. Okuma yazma oranının ve özellikle de kız çocuklarımızın okuma oranının hala çok düşük olduğu ülkemizde 8 yıl kesintisiz eğitim bir zorunluluk olmalıdır.
Ezberden uzak, iyi ve yetkin öğretmenlerle ve öncelikli olarak dershaneleri kapatarak, eğitim sistemimiz biraz olsun iyileşme eğiliminde olabilir diye düşünüyorum.